Yukarda mal bir sarisin oturuyor. Cocugunun alerjisi varmis, halilari kaldirmis. Alti ses yapan terlikle bizi rahatsiz ediyor. Cin iskencesi gibi. Hani insanlarin kafalarina damla damla su dokerek onlari delirtirmisler ya. Kafaminizin ustende tık tık tık. Ne ikazlar ne uyarilar kar etmiyor. Annem beddua etme diyor ama ben basiyorum bedduayi. Isallah felc olur da bir daha o terlikleri asla giyip yuruyemez diyorum. Hak ediyo. Bize ve ozellikle hayatinin yarisi ders calismakla gecen bana eziyet bu yaptigi.
Meger sitede birinin cocugunun bakicisiyla kavga etmis. Yukardaki mal sarisin, cocugun annesine bu bakici senin cocuguna iyi bakamiyor demis. Cocugun annesi de bakiciyi isten cikarmis. Bakiciyla mal sarisin konusurlarken, bu salak, bakiciya demis ki; 'senin bir ayda harcadigini ben bir gunde harciyorum'. Kadini parasiyla ezmis resmen. Aslinda o mal sarisina soylenecek laf su; 'Aklinla sozlerime karsilik veremedin de kocanin parasiyla mi övünuyorsun simdi. Isallah sen cocuk bakcak duruma dusersin de bu malligin yuzunden kimse seni ise almaz.' Ama napalim insanin boyle kotu durumlarda boyle sozler aklina gelemiyor bazen.
Parasiyla ezdigi kadin daha sonra anneme gelip aglamis. Annem teselli etmeye calismis. Merak etme seni siteden yine isterler. Issiz kalmazsin. Baska cocuga bakarsin falan demis. Hakikatende bizim siteden baskasi istemis bakiciyi. Mal sarisin gibi insanlar oksijen israfi bence.
28 Mart 2015 Cumartesi
25 Mart 2015 Çarşamba
northwestern universitesi
Arkadasim buraya baslamis. Yani Northwesyern Universitesi'ne. Ben de bunu tam erken kalkmam gereken gunde gec kalktigimda ogrendim. Cok koydu. Ben o gun erken bile kalkamamistim ama o basari basamaklarini tirmaniyordu. Bir de once ki gun kalabalik bir mekana gitmistik. Canakkale programi icin. Orda nazar mi oldu bilmem. Ancak bol bol agladiktan sonra kendime gelebildim. Neyseki bu gun Ingilizce sinavindan tek 100 alanin ben oldugunu ogrendim. Doksan alan bile olmamis. Moralim duzeldi. Sinav oldugumuz gun iyi calistigim icin kendime orta boy pizza ismarlamistim. Bosa gitmedi. Gerci bir yere 'a' koymayi unutmustum. Sonradan hatirladim ama puanim kirilmamis. Bende caktirmadim.
Canakkale icin konusma yapan tarihci Canakkale'nin hem denizaltindan hem de ucaklarla gecildigini soyledi.
Denizaltindan gectiklerinde Zeytinburnu ve Bakirkoy bombalanmis.
Ucaklar, ilk bu savasta cok etkin bir sekilde kullanilmis. Ucaklar Istanbul'un sivil olan bolgelerini bile bombalamis.
Ama ordayken huzunlu fon muziklere gelemedigimi anladim. Cok mu yaraliyim bilmiyorum. Insan fon muzikte aglar mi? Sahi ben neye agladim?
Canakkale icin konusma yapan tarihci Canakkale'nin hem denizaltindan hem de ucaklarla gecildigini soyledi.
Denizaltindan gectiklerinde Zeytinburnu ve Bakirkoy bombalanmis.
Ucaklar, ilk bu savasta cok etkin bir sekilde kullanilmis. Ucaklar Istanbul'un sivil olan bolgelerini bile bombalamis.
Ama ordayken huzunlu fon muziklere gelemedigimi anladim. Cok mu yaraliyim bilmiyorum. Insan fon muzikte aglar mi? Sahi ben neye agladim?
20 Mart 2015 Cuma
kore ozentisi ben II
Kore'deki sevgililerin gittigi yerleri bile az cok biliyorum. Mesela yuksekte bi yer var ve asiklar oraya asklarini kilitliyor.
Zaten eristelerine bitiyorum. Makarnex'e bu yuzden alistim. Ozellikle bardak olanina. Bi ara macro center'a gidip eriste cubuklarindan alicam. Oyle ozeniyorum ki; cubuklarla makarnex yemesini ogrenmeyi isticek kadar.
Beni rahatlatici bir kulturleri var orasi kesin. Hep ayni kultur, hep ayni sozler ve yasayisi gormus biri olarak farkli yasayis tarzlariyla beynimi rahatlatiyorlar.
Izleye izleye bir suru kelime ogrendim Korece. Yaziyim mi? Tesso .d (bosver demek)
kore ozentisi ben I
Ilk olarak kardesim sayesinde Woo-sung Jung'un oynadigi Hatirlanmasi Gereken Bir Ani'yi izledim. Alacakaranlik'taki Edward'dan sonra sanirim ilk defa bi film aktiristini yakisikli bulmustum. O siralar Edward duskunuydum ve gozume baskasi guzel gelmiyordu cunku. Filmi cok begendim ve kore yapimlarindaki siradanlik, basitlik beni cekti. Yani kimsenin ozel gucu yoktu, kimse cok guclu yada cok zeki degildi ama normalde olabilecek durumlardan soz ediliyordu genelde. Iki Amerikan dizisi izledim. Ilki Prison Break. Cok etkilendim ve sevdim. Oyle bir zekayi yasarken kimsede gormemistim ben. Ya da Arrow. Oyle guclusunu de gormedim.
Kore dizilerinde ki basitligi seviyorum. Yani olabilirligi.
Dogalligi. Anlatmak istedikleri aski. Beraber super markete gitmelerini.
Baska bir gun hafta sonu ve cumartesiydi. Geceydi. Master's Sun'u buldum tesadufen. Yani bir sure hayran kaldigim ve neredeyse bir cok dizisini izledigim So Ji-sub'un orda oynadigini bilmeden. Ayrica bu kadar guzel bir dizi izleyecegimi bilmeden. Her bolumde degisen konular, ve cok sert tabiatli bir adam, bir de fantastik bir kadinin hikayesi beni icine cekiverdi. Ara vermeden uykumun son damlasina kadar izlemeye devam ettim bolumleri.
Kore dizilerinde ki basitligi seviyorum. Yani olabilirligi.
Dogalligi. Anlatmak istedikleri aski. Beraber super markete gitmelerini.
Baska bir gun hafta sonu ve cumartesiydi. Geceydi. Master's Sun'u buldum tesadufen. Yani bir sure hayran kaldigim ve neredeyse bir cok dizisini izledigim So Ji-sub'un orda oynadigini bilmeden. Ayrica bu kadar guzel bir dizi izleyecegimi bilmeden. Her bolumde degisen konular, ve cok sert tabiatli bir adam, bir de fantastik bir kadinin hikayesi beni icine cekiverdi. Ara vermeden uykumun son damlasina kadar izlemeye devam ettim bolumleri.
18 Mart 2015 Çarşamba
Olume giden yol kalitesiz doktordan gecer
Sivilcelerim yuzunden doktora gitmek istedim. Gittim ve ilac verdi. Aknetrent kullandim. Bacagimda ayagimda bir agri bir agri. Acaba n'oluyor diye ortopedi doktoruna gittim. Film cekti, kemik saglam dedi bir de jel verdi, gonderdi. Verdigi jel yani dikloron işe yaradi. Agrisini aldi ama sadece. Asil sorun neydi? Bunu ogrenmek icin tahlil vermedi. Verseydi ASO degerimin 500 civarinda oldugunu gorurdu ki en fazla 200 olabilir. Durum belli degildi. Ay sonu cildiyeye gittim. Tahlil verdi. Iki sayfa tahlili aldim goturdum kadina. Ilk sayfaya bakti ikinciye bakmadi bile. Meger ASO degerim orda yaziyormus. Yani, bakmadigi ikinci sayfada. Sonradan bakinca fark ettim ben. 'Tamam. Ilaclari almaya devam' dedi gerizekali kadin. Bir bak ASO ne kadar olmus? Kendi doktoruma gittim. Bana n'luyo az cok onunla anladim. Onunla halledicez isallah. Bu doktorlar bizi oldurcek mi? Nerdeyse bilmeden romatizmaya dogru ilerliyordum. Cunku ASO iltihapli rometizma demektir ve cok yukselirse kalbe zarar verir.
17 Mart 2015 Salı
yetersiz bakiye
Dun sabah gayesiz uyandim. Ogle vakti onu aradim. Baska kizlarin sesi geliyordu. Sonradan kardesim diye bahsedecegi kizlar. Diyelim ki kardesleri olmasi dogal ama neden ben aradigim ve gitme dedigim halde sonra konusmak uzere telefonu kapamisti ki. Ben soyliyim, ben sikiciyim, konusmam cekilmez, ve yetersizim; yetersiz bakiyeyim ben. Beni asil yaralayan o sirada baska kizlarla olmasi degil, onu aradigim icin benle konusabilecekken ve ona ihtiyacim varken gitmesiydi. Cunki gune dogru duzgun devam edebilmem icin biraz morale, guce ihtiyacim vardi. Benim icin ayrilmis bes on dakkaya. Degerimi anladim yine. Kendimi cop gibi hissettigim zamanlarda onun beni sevmesiyle, canimdan otesin demesiyle bir hic olmaktan cikip onun her seyi oluyordum. Yine yalandi anlasilan. Deger veren sozler soylese bile bazi insanlarin 'Ben sozlere inanmiyorum.' demeleri tam da bu durum icin gecerliydi. Ya da bir gun once soylenen sozun yarin gecerli olmadigini bir an once ogrenmeliydim.
13 Mart 2015 Cuma
Ya sen cope git bence
Ingilizce kursunda bir adam var. Bos yere kafami mesgul etmesi cok sinir. Tahtadan yazi yazarken tahtanin onune gecip ona bakmami saglamaya calismasi zekice olabilir ama kiz icgudulerimle dikkatini cekmek icin engel olamadigim bir seyler sergilemeye basladim. Cok korkutucu. Ne yapabilirim bilmiyorum. Istedigim asla gardimi indirmemek. O istenmeyen misafir. Kafam, dugmesine basmadan calisan otomatik bir makine gibi calismaya basliyo hakkinda. Ne yaptigini cozmek icin. Zaten soyledigi sarki aklima gelince onun da aklima gelmesi cabası. Kalbim sevdigim adamla dolu zaten, beynimi mesgul etmeye calismasi ya da mesgul etmesi kalbimi rahatsiz etmese bunlari yazmazdim sanirim. Istedigim sey direnmek ve karsi koymak olduguna gore Korelilerin dedigi gibi fighting!
Grinin elli tonu yorumu II
Kitabindan cok farkli yapmamislar filmi. Hatta kitapta yazan sarkilardan koymuslar filme. Kitapta okudugum kiz hafizamda daha masum tipli biriydi ve dusundugum adam biraz daha genc ve yakisikliydi. Kitapta luks anlatilan seyleri, filmde gorunce daha iyi anladim ben. Escalada ki ev mesela. Ya da gokte dolasip suzulmeleri. Aklima korku trenleri geldi. Cunku bir bosluk duygusu var asagiya dogru giderken.
Beni en cok etkileyen kismi adamin yani Christan`in birilerini mesela partnerini dovmek istemesi. Yani belki de onceden yasadiklari yuzunden. Aslinda onun birileri dovmeyi zevk icin istemesinin gercekte bir versiyonu varsa bunun uzun bir psikolojik aciklamasi olmali. Gecmiste cektiklerinin baskalarindan alinan intikami belki. En son sahneden once ki sahne de cok guzel cekilmis. Kitapta okurken o kadar hayal edememistim. Hani su kizin yataginda agladigi ve 'Bir daha bana bunlari yasatamicaksin.' dedigi sahne. Yagmurlu bir gecede acik perdeli pencerelerden giren yagmurun goruntusu odaya huznun resmini cizmis. Christian'in benden nefret etme demesi zaten beni bitirdi. Aklima sevdigim insanin benden soguma demesini getirdi. Onu sevmeyi seviyorum. Hayallerim gozlerimden aksa da.
Beni en cok etkileyen kismi adamin yani Christan`in birilerini mesela partnerini dovmek istemesi. Yani belki de onceden yasadiklari yuzunden. Aslinda onun birileri dovmeyi zevk icin istemesinin gercekte bir versiyonu varsa bunun uzun bir psikolojik aciklamasi olmali. Gecmiste cektiklerinin baskalarindan alinan intikami belki. En son sahneden once ki sahne de cok guzel cekilmis. Kitapta okurken o kadar hayal edememistim. Hani su kizin yataginda agladigi ve 'Bir daha bana bunlari yasatamicaksin.' dedigi sahne. Yagmurlu bir gecede acik perdeli pencerelerden giren yagmurun goruntusu odaya huznun resmini cizmis. Christian'in benden nefret etme demesi zaten beni bitirdi. Aklima sevdigim insanin benden soguma demesini getirdi. Onu sevmeyi seviyorum. Hayallerim gozlerimden aksa da.
grinin elli tonu yorumu I
Icerigini fazla bilmeden kitabin arkasinda yazanlara bakarak almaya karar vermistim o kitabi. Christian'in kontrol manyagi olmasindan bahsediyordu, yani dikkatimi o kısım cekmisti. Cunku tanidigim bir kiz da oyleydi ve ben kesfetmek istedim. Kitabin o kadar erotik oldugunu bilmiyordum. Peki bilseydim almazmiydim. Yoo alirdim. Kitabi Alanya'da yagmurlu bir gece de okudum. Cok uykum gelmesine ragmen birakamadim. Beni resmen icine cekti. Etraf sessizdi ve ben sanki yasiyordum. Uyumak zorunda kaldim sabaha dogru. Ertesi gun ayni atmosferi yakalayamadim. Cunku uc tane daha kardesim var ve etraf cok sesliydi. Peki geceyi beklesem olmazmiydi. Tatildeydim ve uzun bir tatil degildi. Tatilden sonra gitmek zorunda kalacagim yer gitmek istedigim bir yer degildi. Yani o sessiz yagmurlu gece de rahatca okuyabildigim kadarina minnet duymaliydim.
10 Mart 2015 Salı
sarkilar ilac midir?
Şoyle bir sey var. Bir insan ask yuzunden uzgunse ve daha cok uzulmek istemiyorsa huzunlu sarki dinlemesin. Aksiyon izlesin romantik izlemesin. Bu insani daha cok zayif hale getiriyor. Bu sayede insan ayrildigi insana yalvarma kivamina bile gelebiliyor. Sadece ben soylemiyorum. Bir Kore dizisinde de gordum. Ayrilmanin asamalarindan bahsediyor bir yerde. Bahsettigim dizi Uzaydan Gelen Adam. Ingilizce ismi You Came From the stars.
Hazir sarkilardan bahsetmisken bir sarkida ben parasiz kaldim, issiz kaldim gibi seyler duyarsam o sarki beni anliyormus gibi olmaktan cok tam bir yalan oluyo. Yani dinleyiciyi cekmek icin yapiliyor belli ki. Işsiz kalanlar dinlesin diye onlara hitap ediyor. Ama nedense ben sadece 'Ya atma ya. Sen mi issiz kaldin?' diyorum. Bu yuzden aynen bi arkadasa halini anlatinca seni anliyormus gibi yapmasina benziyo boyle sarkilar. Gercekten bunun yerine rol yapmayi birakip sadece sallayan sarkicilari dinlemek daha iyi.
Hazir sarkilardan bahsetmisken bir sarkida ben parasiz kaldim, issiz kaldim gibi seyler duyarsam o sarki beni anliyormus gibi olmaktan cok tam bir yalan oluyo. Yani dinleyiciyi cekmek icin yapiliyor belli ki. Işsiz kalanlar dinlesin diye onlara hitap ediyor. Ama nedense ben sadece 'Ya atma ya. Sen mi issiz kaldin?' diyorum. Bu yuzden aynen bi arkadasa halini anlatinca seni anliyormus gibi yapmasina benziyo boyle sarkilar. Gercekten bunun yerine rol yapmayi birakip sadece sallayan sarkicilari dinlemek daha iyi.
9 Mart 2015 Pazartesi
napardim bilmem
Bazi insanlar hayatinizin gokkusagi renkleridir. Tekrar cikmasi icin yagmurlar yagdirirsiniz. Ben de oyle birini biliyorum. Kaybetmemek icin direndigim, sesinde mutulugu buldugum birisi. Mutlu etmek icin cabaladigim birisi. Siz de bulun. Ava cikin demiyorum ama bulun ve kaybetmemeye calisin. O biri beni uzdugunde goktasi carpmis gibi olurum. Aglamaktan sesim kisilir, ama eger benleyse ve iyki varsin diyorsa bu benim benzinim iste. Kotu ulkeler gibi bunu kazanmak icin savas etmiyorum ama gayret ediyorum. Bu gun Yedi Guzel Adam Uskudar Kutuphanesi'ne gittim. Cok kucuk geldi. Guzel tasarlanmis ama kucuk. Beykozda ki daha buyuk, bir suru kitap var orda. Yerli, yabanci. Ama Uskudar'daki yerli yazarlarla dolu. Tabi anca bizim salon kadar falan. Babamin gozun bozulcak telefondan demesiyle o zaman kitap alalim dedim. Ve boylece kitap almasakta tek basima kutuphaneye gitme arzumu meşrulaştirmis oldum. Problem yapmadilar. Ama gecen sene agzimi bile actirmamislardi kutuphaneye gitmek konusunda. Demek istedigim onlarla kavga etmek zorunda kalmistim. Sanki disko icin izin aliyorum da. Her neyse gidemedim. Evde sorun olmustu gecen sene. Kutuphaneye gidip eli bos donmemin en guzel yolu donusde onunla saatlerce konusmak ve gulmekti. Hatta bir ara bir dolmusu durdurdum. Hatta bizim ordan geccek mi onu bile sordum. Adam evet dedi. Ama binemedim. Cnku dolmusta onunla rahat konusamazdim ve konusma bitsin istemiyordum. O varken oyle iyi ki hayat. Martilar, deniz, otobusler, ruzgar. Onu cok seviyorum.
3 Mart 2015 Salı
tatil ataleti
On bes tatilden once karar verdim yazmaya. Yazarak kendimi taniyacak ve hem de rahatlayacaktm. Yasadiklarim daha bir netlik kazancakti. Ama sonra on bes tatil oldu. Ben iyice biraktim yazmayi falan. Belki okurdum ama zor gunler yasadim. Guvendigim insan beni cok kotu bir yerden vurdu. Baskasiyla resmini gordum. Yemek yemeden, su icmeden kesildim. Dudaklarim kurudu. Ve tam anlamiyla guvenmemeyi ogrendim. Ruyalarnda bile aglayan biri sanirim bunu yapmaliydi. Bu konuyu derinlemesine anlatmak istemiyorum. Gecip gidince sanki onemi azaldi da yazmaya deger olmaktan cikti diye dusunurcesine. Sonra hic ummadigim sekilde toparlandim. Sabahlari Kuran ezberlerimi tekrarladiktan sonra hayati daha mutlu ve guclu yasadigimi fark ettim. Ve boylece bunu terk etmemek icin her sabah erken kalkmaya calistim. Normalde isim falan olmadigi icin erken kalkmaktan aldigim not 'bir'. Gerci Erdal Demirkiran'in yazdigi Kashna Felsefesi adli kitabi okuyunca sabah gunes dogmadan kalkmaya baslamistim. Ama deger verdigimiz insanlar bazen cok yikici olabiliyor. Erken kalkmaya tam alismadan uzucu seyler yasayinca bu ozellegimi tam kazanmadan kaybettim. Hatta oyleki artik facebook sayfasi ilk acilinca beni uzen bir sey gorcem diye korkmaktayim ve icim sikismaktaydi. Yani, yine bir daha yapmicam diye soz veren cocugun baskasiyla resimlerini gorursem diye.
Sevmek bazen cok korkmak. Tatil ataletiyle anlatmak istedigimse tatilden sonra tatil uyusuklulugunun hala devam etmesi. Bir ayi aşkın suredir yazamamak bunun ispati. Yazmami tetikleyen seylerle karsilasmasam belki bu sure iki ay olurdu. Peki napmali miyiz? Tatil boyunca beynimizi tatil sonrasinda yine ayni tempoyla devam etmeliyim diye endekslesek bu sefer stresten tatilin anlami kalmaz Tatil zaten frene basmak. Durmus araba 10 km hizla gitmeden 100 km hiza gecemez. Bunun gibi insanda birden eski temposuna donmekte zorlanabilir. Bunu ilk basamagi cikmadan son basamaga birden cikamayiz sozune de benzetebilirsiniz. Bu yuzden dogal karsilamali ve ve daha iyi olmak icin ugrasmaliyiz diyebilirim.
Sevmek bazen cok korkmak. Tatil ataletiyle anlatmak istedigimse tatilden sonra tatil uyusuklulugunun hala devam etmesi. Bir ayi aşkın suredir yazamamak bunun ispati. Yazmami tetikleyen seylerle karsilasmasam belki bu sure iki ay olurdu. Peki napmali miyiz? Tatil boyunca beynimizi tatil sonrasinda yine ayni tempoyla devam etmeliyim diye endekslesek bu sefer stresten tatilin anlami kalmaz Tatil zaten frene basmak. Durmus araba 10 km hizla gitmeden 100 km hiza gecemez. Bunun gibi insanda birden eski temposuna donmekte zorlanabilir. Bunu ilk basamagi cikmadan son basamaga birden cikamayiz sozune de benzetebilirsiniz. Bu yuzden dogal karsilamali ve ve daha iyi olmak icin ugrasmaliyiz diyebilirim.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
