deprem gibi baslangiclar
29 Mayıs 2016 Pazar
Karanlık
Gecmeyen geceler, gecmeyen gunduzler. Birbirine benzemeye basladi. Gurultulu, huzursuz. Dersler ve sinavlar bence annemden daha iyiydiler. Kafamda bangir bangir bagirmadilar. Biraz sıktiklari zamanlar oldu. Yine de yeni. Hepsi birbirinden farkli derslerin. Degisik ufuklar acarlar. Annemse huzursuz ediyo beni. Ya da diger insanalar. Elbette hepsi degil. Canimi yakan insanlara derdimi anlatmaktansa buraya yazmak daha guzel bence. Yalnizligimin sayfalari buralar. Oksijen tupum ya da. Biraz rahatlamak lazim orasi kesin. Ama ailemle gezmeler de rahatlatici olmicandan onlarla gitmedim sahile. Ev benim denizim oldu. Eskiden konusup anlastigimiz arkadasim da dalga olur dedim. Ruzgar olur. Olmadi ama simsek oldu bana. Zaten istedigim de bitirmekti. Yine de anlatmak gerekiyo demekki. Dertlerden hafiflemek icin. Kafam biraz rahatlasin diye. Yalnizligin ortasindan merhabalar herkese. Siz orda yerinizde kalin. Ben de burda. Bulasmayin yalnizligima
28 Ağustos 2015 Cuma
marry stayed out all night
Baslarda bu kore dizisi bana sacma gibi gelmisti. Yani aslinda demek istedigim sıkıcı gelmisti. Ama daha sonra Marry ve Kang Moo Kyul' un asklari beni cok etkiledi. Zaten kore dizilerinde hep bu vardir. Yani askin en saf hali.
Ayrica izlerken bi ara Marry' nin kucukken insaatin en tepesine cikarildigini ogreniyoruz. Kucuk bir kiz stresle basa cikarken ona kadar saymaya basliyo. Kafasini mesgul etmek icin. Cok uzgun oldugum zamanlarda bende herkesin icinde aglamiyim diye fibionacci dizimini icimden saymaya baslardim. Simdi onu bile yapamiyorum. Gucsuzum ya. Direk birakiyorum kendimi. Iste tam da o kucuk kizin yani Marry'nin agladigini gorunce acima ona dedim kendi kendime. Cunku o uzuldugunde onun yaninda olup onu kucaklayan ve onu seven biri var. Senin gibi degil o. Iki haftadir basim agriyo. Kimse beni aspirin alcak kadar sevmiyomus. Bende bunu bilsem de bu gercekle aciyarak yasiyorum.
Biraz umut verici oldugu icin gercek olduguna inanmak istemiyorum ama gecmiste yasanan acilar, acilan yaralar onu iyilestircek biri oldugunda aslinda kiymetli bi hale geliyodur. Cunku yaralari saran kisi belki de o yaralari sarabildigi icin degerlidir. Yani yaralar olmasa onu saran kisi de olmicak ve bu sayede en degerliyi bulamicaz. Oyle bi teori iste.
Ayrica izlerken bi ara Marry' nin kucukken insaatin en tepesine cikarildigini ogreniyoruz. Kucuk bir kiz stresle basa cikarken ona kadar saymaya basliyo. Kafasini mesgul etmek icin. Cok uzgun oldugum zamanlarda bende herkesin icinde aglamiyim diye fibionacci dizimini icimden saymaya baslardim. Simdi onu bile yapamiyorum. Gucsuzum ya. Direk birakiyorum kendimi. Iste tam da o kucuk kizin yani Marry'nin agladigini gorunce acima ona dedim kendi kendime. Cunku o uzuldugunde onun yaninda olup onu kucaklayan ve onu seven biri var. Senin gibi degil o. Iki haftadir basim agriyo. Kimse beni aspirin alcak kadar sevmiyomus. Bende bunu bilsem de bu gercekle aciyarak yasiyorum.
Biraz umut verici oldugu icin gercek olduguna inanmak istemiyorum ama gecmiste yasanan acilar, acilan yaralar onu iyilestircek biri oldugunda aslinda kiymetli bi hale geliyodur. Cunku yaralari saran kisi belki de o yaralari sarabildigi icin degerlidir. Yani yaralar olmasa onu saran kisi de olmicak ve bu sayede en degerliyi bulamicaz. Oyle bi teori iste.
2 Mayıs 2015 Cumartesi
kalbini dinle II
Ben muzigi boylesine guzel anlatan baska bir film izlemedim. Hele en sonunda August'un yonettigi konser icime isledi. Elbette araya giren kucuk kiz sesinin bunda cok etkisi var. O ses resmen icimi yonetti benim. Rahatlamama ya da etkilenmeme izin verdi.
Boyle bir film izleyecegimi hic tahmin etmezdim. Muzigin bir buyu oldugunu tekrar kabul ettim. Cok etkilendim.
Ayrica o yakisikli adam yani August'un babasinin sesi oyle derinden ki, oyle huzunlu ki acaba uyusturucu bir seyler kullanip da sonra mi soyledi diye merak etmedim degil. Fakat dinlettiriyo kendini. Orasi kesin.
Boyle bir film izleyecegimi hic tahmin etmezdim. Muzigin bir buyu oldugunu tekrar kabul ettim. Cok etkilendim.
Ayrica o yakisikli adam yani August'un babasinin sesi oyle derinden ki, oyle huzunlu ki acaba uyusturucu bir seyler kullanip da sonra mi soyledi diye merak etmedim degil. Fakat dinlettiriyo kendini. Orasi kesin.
kalbini dinle
Ufff. O ne film ama oyle. Daha ilk bastan beni oyle bir cekti ki. Bir kere muzikle alakali ama ayni zamanda askla da alakali. Hele o yakisikli cocuk nasil bir sese sahip oyle. Ne kadar duygulu ve nasil da buyulu bir ses. O sese bittim ben. Cok etkileyici ve icten. Insanin muzigi taa iclerde duymasini sagliyor. Taa derinlerde..
Ve o kucuk cocuk. Dedesi yuzunden ailesiz yasamaya mahkum, muzikle buyumus cocuk.
Dedesinin yaptigi pislik beni cok sinirlendirdi. Sanane kizinin hayatindan kararlarindan. Neden dogurmak istedigi cocuga bile mudahele etmek zorundasin. Neden bu kadar karismak ve kizinin hayatini bu kadar mahfetmek zorundasin. Onun yasadigi senin hayatin degil ki; onun hayati. Siktirip gitsen ve onun hayatini bu kadar mahfetmesen iste o zaman adamsin.
Gercekten deli oluyorum ya. Cocuguna bu kadar karisan insanlardan nefret ediyorum. Birak cikarsin kanatlarini ucmayi ogrensin. Kendi mutluluklarini ve uzuntulerini yasasin ama yasayip bitiridikten sonra kendi anim, kendi hatam diye sahip cikabilsin.
Ve o kucuk cocuk. Dedesi yuzunden ailesiz yasamaya mahkum, muzikle buyumus cocuk.
Dedesinin yaptigi pislik beni cok sinirlendirdi. Sanane kizinin hayatindan kararlarindan. Neden dogurmak istedigi cocuga bile mudahele etmek zorundasin. Neden bu kadar karismak ve kizinin hayatini bu kadar mahfetmek zorundasin. Onun yasadigi senin hayatin degil ki; onun hayati. Siktirip gitsen ve onun hayatini bu kadar mahfetmesen iste o zaman adamsin.
Gercekten deli oluyorum ya. Cocuguna bu kadar karisan insanlardan nefret ediyorum. Birak cikarsin kanatlarini ucmayi ogrensin. Kendi mutluluklarini ve uzuntulerini yasasin ama yasayip bitiridikten sonra kendi anim, kendi hatam diye sahip cikabilsin.
taksim'de filmin icinde gibiyim
Once Eminonu'ne gittik aslinda. Vapurla karsiya gectik. Oyle iyi geldi ki; ruzgar icimdeki dertlerimi aliyordu sanki benden. Oylece etrafima bakindim. Vapurdan indikten sonra deniz kenarinda oturup kitap okumayi dusunuyordum. Ama oyle acaib insanlar var ki orda, onlara bakmaktan kitap falan okuyamadim.
Kardesimle gelmistik ve onun isleri vardi. Birden onu merak ettim ve aradim ama ulasamadim. Tam kirk iki kez aradim onu. Ararken de polise gidiyordum. Cunku ona ulasamiyordum ve kacirildigindan korktum.
Polis gereken bilgileri aldiktan sonra bir kez daha aramami istedi benden. Bu sefer cevap verdi cocuk.
Bu kadar endise yaptiktan sonra onu tek birakamadim. Bulustuk ve gezdik. En cok Hint urunleri satan dukkanlar hosuma gitti. Tamamen Hint kulturunu yansittan cesit cesit elbiseler vardi. Kendimi Hindistan'da hissettim.
Hele canta satan yerlere bayildim. Teyp seklinde canta mi olur? Ama vardi iste. Soru isaretinden bile canta vardi. Yeni seyler ve yeni insanlar gormek bana cok iyi gelmisti.
Sonra tramvaya binip Kabatas'a gittik. Ordan Taksim'e gecis yaptik. Taksim'e gelince bizi kirmizi tren karsiladi. Orasi filmden kopmus bir sahne gibi. Muzisyenler, cesit cesit insanlar. Fal bakan yerler bile var. Hatta karaoke bile var. Ama mimarisine bittim ben. Gozum yukarlarda kaldi orayi gezerken.
Gezi olaylarindan kalma duvarlarda bol bol yazi var. Aslinda Taksim bu yazilarla butunlesmis bence. Punch bile yaziyor. Yani aslinda bunun manasi siktiri boktan demek, ama yaziyor iste.
Galata'dan asagi inerek geziyi tamamliyorduk ama Taksim gercekten cok ilginc bir yer. Film cekmek istesem orda cekerdim.
Kardesimle gelmistik ve onun isleri vardi. Birden onu merak ettim ve aradim ama ulasamadim. Tam kirk iki kez aradim onu. Ararken de polise gidiyordum. Cunku ona ulasamiyordum ve kacirildigindan korktum.
Polis gereken bilgileri aldiktan sonra bir kez daha aramami istedi benden. Bu sefer cevap verdi cocuk.
Bu kadar endise yaptiktan sonra onu tek birakamadim. Bulustuk ve gezdik. En cok Hint urunleri satan dukkanlar hosuma gitti. Tamamen Hint kulturunu yansittan cesit cesit elbiseler vardi. Kendimi Hindistan'da hissettim.
Hele canta satan yerlere bayildim. Teyp seklinde canta mi olur? Ama vardi iste. Soru isaretinden bile canta vardi. Yeni seyler ve yeni insanlar gormek bana cok iyi gelmisti.
Sonra tramvaya binip Kabatas'a gittik. Ordan Taksim'e gecis yaptik. Taksim'e gelince bizi kirmizi tren karsiladi. Orasi filmden kopmus bir sahne gibi. Muzisyenler, cesit cesit insanlar. Fal bakan yerler bile var. Hatta karaoke bile var. Ama mimarisine bittim ben. Gozum yukarlarda kaldi orayi gezerken.
Gezi olaylarindan kalma duvarlarda bol bol yazi var. Aslinda Taksim bu yazilarla butunlesmis bence. Punch bile yaziyor. Yani aslinda bunun manasi siktiri boktan demek, ama yaziyor iste.
Galata'dan asagi inerek geziyi tamamliyorduk ama Taksim gercekten cok ilginc bir yer. Film cekmek istesem orda cekerdim.
1 Mayıs 2015 Cuma
hayat guzeldir
Filmin basrol oyuncusunun cok genis bir hayal gucu var. Tum o savasi cocuguna oyunmus gibi gostermeyi basarmasi da bunun kaniti. Olumsuzluklarla cok guzel basa cikabilen birisi. Ayrica firsatlari degerlendirmesini de iyi biliyor. Bir yahudinin ati oldugu icin gicikligina boyanmis o yesil atla, sevdigi kizi kacirmasi ve masanin altina girmeleri gercek dışı. Bu yuzden de ilgi cekici.
Filme ilk basladigimda heralde sacma bir film diye dusunmustum ama o adam gercekten sempatik ve rahat biri. Bu yuzden film kendini izlettiriyor.
Mesela sevdigi kiz araba beklerken baska bir arabayla cika geldi. Ama sonra araba mahfoldu. Cunku araba kullanmasini bilmiyordu. Nasil olur da bu kadar cilgin olabilir. Araba kullanmayi bilmeden arabaya binmek ve insana cilginca gelen daha bir suru sey. Ben olsam arabaya zarar gelebilir diye bunu yapamazdim.
Bu film ayrica yahudilerin dislanmasiyla da alakali. Bir dukkanin caminda 'Yahudiler ve kopekler giremez' yaziyordu cunku. Filmin kotu yani muziginin sıkıcı olmasi
Filme ilk basladigimda heralde sacma bir film diye dusunmustum ama o adam gercekten sempatik ve rahat biri. Bu yuzden film kendini izlettiriyor.
Mesela sevdigi kiz araba beklerken baska bir arabayla cika geldi. Ama sonra araba mahfoldu. Cunku araba kullanmasini bilmiyordu. Nasil olur da bu kadar cilgin olabilir. Araba kullanmayi bilmeden arabaya binmek ve insana cilginca gelen daha bir suru sey. Ben olsam arabaya zarar gelebilir diye bunu yapamazdim.
Bu film ayrica yahudilerin dislanmasiyla da alakali. Bir dukkanin caminda 'Yahudiler ve kopekler giremez' yaziyordu cunku. Filmin kotu yani muziginin sıkıcı olmasi
kitapta kalsin yazanlar. yani zaten kitapta var tekrar yazmaya ne gerek var. bosunaa diyenlere cevaptir
- Cunku yazarak tekit etmis olursun. Daha kalici olur.
- Kitabi tektar etmek ve unutmamak icin tekrar kitabi okumak zorunda kalmazsin.
- Not tutan insanlara etkili okuyucu denir. Sadece okumakla kalmazlar, yazarlar, kalici olmasi icin tekrar ederler, hayatta ihtiyac aninda kullanirlar ve paylasirlar.
- Kitabi kutuphaneden almis olabilirsin. Kitaptaki bilgiye ulasmak istediginde kutuphaneye gitmezsin. Hatta o kitap senin olsa bile, 100 kitabin notlarini yazmis olsan 100 sayfalik buyuk boy deftere, bahceye ya da giderken tatile 100 kitap goturmezsin. 1 kitap goturursun sadece. Mutluluk dilerim fikirlerine..
Kaydol:
Yorumlar (Atom)